بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِيمِ ٢

Hikmetli Kur'an'a andolsun.

– Seyyid Kutub

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣

Sen elbette gönderilmiş peygamberlerdensin.

– Seyyid Kutub

عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ٤

Dosdoğru bir yol üzerinde.

– Seyyid Kutub

تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٥

Bu Kur'an üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ ٦

O Kitap, sana, ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٧

Andolsun ki, hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir, bunun için artık inanmazlar.

– Seyyid Kutub

إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ ٨

Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.

– Seyyid Kutub

وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ ٩

Önlerine ve arkalarına set çektik. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler.

– Seyyid Kutub

وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ١٠

Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu